NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

HAYAT BİR YOLCULUKTUR

Mevsimler geliyor geçiyor. İşte yaz mevsimi de geldi geçecek. Nice mevsimler yıllar asırlar geldi geçti. Allah’tan başka sayılarını kim bilir… Nice insanlar geldi geçti bu Dünya’dan kim bilir… Cumhuriyetin ilk yıllarında Urfa’da bir vaiz, Abdullah hoca vardır hafta içinde Hasan Padişah camide tadına doyulmaz vaaz ve nasihate bulunur… Neden tadına doyulmaz dedim o yıllarda verilen vaaz daha tesirli oluyordu. Çünkü insanlar ve çevre Daha bozulmamıştı. Teknolojik tahribat yoktu. Doğal bir ortam vardı. Bir gün ikindi vakti Abdullah hoca vaazını bitirmiş camiden çıkarken. Tam o sırada devrin müftüsü Hasan Efendi hocaya rastlar, bugün verdiğin vaazın mevzusu nedir sorur, Adem Peygamber hakkında der. Müftü hangi adem den bahsediyorsun der, nice ademler geldi geçti diye cevap verir. Hazreti Nuh rivayete göre 950 yıl yaşamış. Nasıl geçti bu kadar yıl diye sormuşlar. İki kapılı bir han bir kapıdan girdim bir kapıdan çıktım gibi bana kısa geldi bu kadar yıl. Zaman kavramı çabuk gelip geçme, akıl sır ermeyen ayrı bir konu. Ama yazımızla dolaylı bir bağlantısı yok değil… Elli altmış yıl insana çok uzun geliyor. Bazen bu kadar yıl hiç yaşanmamış gibi çok kısa geliyor. Bir yerden bir yere kısa süren bir yolculuk gibi. Şimdi yaz mevsimi dedik tatil zamanı. Hali vakti insanlar Tatile çıkıyor. Zaten bu yazının konusu bir seyahat otobüsün üzerinde tırnak içerisinde yazılı “hayat bir yolculuktur” anlamlı deyişinden alındı. Hayat tatil kadar kısa. Çelişki olan ise insanların bu Dünya’da hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor olması. Ölümü çok kez düşünmez. Çünkü ölümü düşünen bu Dünya’ya bel bağlamaz. Ölümü düşünen İnsan iyilik yapar. Kötülük asla yapmaz. Bir gün Peygamber efendimiz mübarek elini bir sahabenin omuzuna kor, biz bu Dünya’da garip bir yolcuyuz der. Ne kadar doğru ne kadar anlamlı bir söz, değerli okurlar, takdir edersiniz. Konumuzu Türk edebiyatının ünlü şairi Yahya Kemal Bayatlı’nın sesiz gemi adlı şiiri ile sona erdirelim. Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.  
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2018 - Perşembe

HAYAT BİR YOLCULUKTUR

Mevsimler geliyor geçiyor. İşte yaz mevsimi de geldi geçecek. Nice mevsimler yıllar asırlar geldi geçti. Allah’tan başka sayılarını kim bilir…

Nice insanlar geldi geçti bu Dünya’dan kim bilir…

Cumhuriyetin ilk yıllarında Urfa’da bir vaiz, Abdullah hoca vardır hafta içinde Hasan Padişah camide tadına doyulmaz vaaz ve nasihate bulunur… Neden tadına doyulmaz dedim o yıllarda verilen vaaz daha tesirli oluyordu. Çünkü insanlar ve çevre Daha bozulmamıştı. Teknolojik tahribat yoktu. Doğal bir ortam vardı.

Bir gün ikindi vakti Abdullah hoca vaazını bitirmiş camiden çıkarken. Tam o sırada devrin müftüsü Hasan Efendi hocaya rastlar, bugün verdiğin vaazın mevzusu nedir sorur, Adem Peygamber hakkında der. Müftü hangi adem den bahsediyorsun der, nice ademler geldi geçti diye cevap verir.

Hazreti Nuh rivayete göre 950 yıl yaşamış. Nasıl geçti bu kadar yıl diye sormuşlar. İki kapılı bir han bir kapıdan girdim bir kapıdan çıktım gibi bana kısa geldi bu kadar yıl.

Zaman kavramı çabuk gelip geçme, akıl sır ermeyen ayrı bir konu. Ama yazımızla dolaylı bir bağlantısı yok değil… Elli altmış yıl insana çok uzun geliyor.

Bazen bu kadar yıl hiç yaşanmamış gibi çok kısa geliyor. Bir yerden bir yere kısa süren bir yolculuk gibi. Şimdi yaz mevsimi dedik tatil zamanı.

Hali vakti insanlar Tatile çıkıyor. Zaten bu yazının konusu bir seyahat otobüsün üzerinde tırnak içerisinde yazılı “hayat bir yolculuktur” anlamlı deyişinden alındı. Hayat tatil kadar kısa. Çelişki olan ise insanların bu Dünya’da hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor olması. Ölümü çok kez düşünmez. Çünkü ölümü düşünen bu Dünya’ya bel bağlamaz.

Ölümü düşünen İnsan iyilik yapar. Kötülük asla yapmaz. Bir gün Peygamber efendimiz mübarek elini bir sahabenin omuzuna kor, biz bu Dünya’da garip bir yolcuyuz der. Ne kadar doğru ne kadar anlamlı bir söz, değerli okurlar, takdir edersiniz. Konumuzu Türk edebiyatının ünlü şairi Yahya Kemal Bayatlı’nın sesiz gemi adlı şiiri ile sona erdirelim.

Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.