Ortadoğu’da yaşayan kadim halklar olarak İslam dininin kabulünden sonra birlikte yaşam kültürü ile Arap, Türk ve Kürtler ortak coğrafya da İslam dini emir ve yasakları doğrultusunda Dünya medeniyetler beşiği olurken ayrı ayrı Devletler olsalar da çok iyi komşuluk ilişkileri sayesinde batılı ülke ve devletlere örnek rol model olmuşlar dı. İslam dini inancı gereği tebliğ ve fetihler ile geniş topraklar elde edilmiştir. Buna karşılık batılı ülkeler işgal ve sömürge anlayışını esas olan yöntemlerle deniz aşırı Afrika, Asya ve son yüzyılda ise Ortadoğu İslam ülkelerine fitne fesat sokarak Arap kabile ve aşiretlere kukla devletler kudurmak yöntemi ile kukla yönetimler iş başına getirerek kendilerine bağlamışlar. Sanayinin gelişmesi ile çeşitli işletmelere gerekli olan petrol ve ürünleri bakımından zengin olan Ortadoğu ve Asya ülkelerine yönelen batılı sömürgeci devletler soykırım ve insan katliamlarıyla korku imparatorluğu oluşturup ülkelerin yerli işbirlikçileri ile beraber her türlü zenginliklerine ortak olmuşlardı. Osmanlı sonrası yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinde İslam hilafet yönetiminin kaldırılması ile İslam ülkeleri arasında bağlayıcılık kalkmış oldu. Böylece sömürgeci batılı güçler ile diğer İslam ülkeleri ağır şartlar içeren antlaşmalar imzaladılar. Batıda gelişen sanayi işletmelerine paralel olarak özellikle silah sanayi üretilen silahları satarak sömürü şekilleri de geliştirildi. Birinci ve ikinci dünya savaşlarında dünyanın yeniden paylaşımı savaşlar neticesinde özellikle Emperyal Devletlerin 30 yıllık savaş neticesinde 50-60 milyon insanın ölümü ve ekonomik kaynakların tükenmesi neticesinde yeniden toparlanmak adına Afrika ve uzak doğu ülkeleri zenginlikleri hedef alındı. Ortadoğu’da ilk olarak İran ve Irak 10 yıllık savaş sonrasında zengin petrol kaynaklarından elde edilen tüm kazanımlar gelirler savaş yolu ile kaybedildi. Irak ın Küvet i işgal etmesi, ABD nin Irak ı işgal etmesi Kuzey ve Güney Yemen savaşarak tüm kazanımlarını kaybettiler. Ürdün ve Lübnan aynı şekilde İsrail Mısır İsrail Suriye savaşları Ortadoğu’da kan ve gözyaşı sefaleti getirdi. ABD ve batılı emperyalistler fiili İşgal ve sermaye transferi başka bir biçimde psikolojik harp yöntemleri ile etnik ve inanç ayrımcılığı yaparak büyük algı operasyonları ile Ortadoğu’da büyük yıkımlar gerçekleştiril di. 1916 yılında Ortadoğu’da Sykot-Pıcot anlaşması ile Arap Devletlerin haritası cetvellerle çizilirken değişen ülke haritalarında Kürtlere ve Türkmenlere kasıtlı olarak devlet ya da Federe kurdurulmadı. Batılı güçler Kürtlere ve Türkmenlere Devlet ya da Federe Devlet Kurabilirler di kurdurmayarak 80 yıl sonra Ortadoğu’nun ortasında unutturdukları Kürt sorununu dünya gündemine getirdiler. Ortadoğu Coğrafyasın da hakları elinden alınan Kürt ve Türkmen Kardeşlerimiz dir. Bu gerçeği öğrenmek için Türkmen Dernekler Başkanı lider Prof.Nefi DEMİRCİ Beyin açıkça tespitleri yazılıdır. Kürtler Irak’tan sonra Türkiye, İran ve Suriye’de potansiyel güç olarak kullanılmakta. Hem de iki süper güç olan ABD ve Rusya’nın açık desteği ile kardeş halkları düşman halklar haline getirmeye çalışıyorlar. “Ama herkes Eşşeğe gücü yetmeyen palandan hıncını alır” misali Kürt ve Türkmen kardeşlerimiz eziliyor. Tek çözüm Ortadoğu dan ABD ve Rusya Askeri güçlerinin geri çekilmesidir. İlk önce Terörizmin Baş destekçileri daha sonra tüm terörist unsurlar çekilmeden bu yara daha çok kanar gibi me geliyor. Kürtleri kandırmaya çalışıyorlar. Kürtler ABD ve Rusya’nın ezelden beri dost olmadıklarını çok iyi biliyor.