Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi içme suyu şebekesi tüm Şanlıurfa için hayati önem taşıyan en öncelikli bir sorundur.
İddiaya göre son günlerde içmiş olduğumuz Fırat Suyunun artık kimyasal madde karışımından dolayı canlıların öldükleri haberleri açık seçik bir şekilde bildirilmekte. Ve halkın sağlığı tehdit altında.
Ama bu durum kimin umurumda..
Bu durumda Hizmet aşkı ile dolu, dolu işler yapan Başta Büyükşehir ve diğer DSİ gibi Kurumların halkımızın içmiş olduğu sudan sağlıklı diye bahsetmek çok daha fazla iyi niyet taşır..
Günümüz Dünyasında özellikle Ortadoğu coğrafyasında yaşanan savaşlarda Kimyasal ve Biyolojik silah ve bombaların kullanıldığı bir atmosferde içme suları öncelikli olarak birinci derecede insanlarımızın sağlığı tehdit altındadır…
Ayrıca Fırat Baraj Gölü suyu Kimyasal ve Biyolojik tehlike gerçeği ile beraber çok önemli kitlesel ölüm ve zehirlenme tehlikeleri ile karşı karşıyayız...
Stratejik öneme sahip ve tehlikeli bir bölge olan Fırat Baraj suyu ve şehir geneli için hiçbir koruma ve önlem projesi aşamasına gelmeden ŞUSKİ Daire Başkanlığının sık sık görevden alınmaları talihsiz ve zamansız bir değişiklik olarak görmekteyim.
Fırat ve Dicle nehirleri arasında olan komşu illerimizden Malatya ve Adıyaman da önceki yıllarda sulara zehir bulaşması sonucu kitlesel ölüm tehlikesi ve zehirlenmelerin olması yetkililerce bilinmiyor mu..???
Komşu illerdeki bu olaylar Bu konudaki görüş ve düşüncemize emsal olup yaşanan ve yaşanabilecek tehlikenin önemini daha anlamlı kılmaktadır.
Zira günümüz Ortadoğu ülkelerinin sularına biyolojik ve kimyasal saldırılar yapılmak suretiyle insanlıkla bağdaşmayan siber saldırılar Başta Kürtler Türkmenler Filistin, Gazze ve Irak bölgelerinde Müslümanlar ve insanlık tehdit altındadır..
Şimdi de Soruyorum Biyolojik ve Kimyasal ölçüm yapabilecek bir laboratuvar var mı ..?? Varsa bu ölçümler Halka ve Basına yönelik bir bilgilendirme yapıldı mı?
Halkımız ve Şanlıurfalılar soruyor Hatipoğlu gibi hemşerilerimiz tasfiye edilirken Yabancı atamalar neyin nesidir.. Halkımız ve Şanlıurfalılar soruyor Uğur HATİPOĞLU 600 Trilyonluk Belediye borcuna kurban mı verildi. Acaba Hatipoğlu'ndan sonra asıl hedef Celalettin GÜVENÇ olduğu da ortaya çıktı..
Uğur Bey'e bu şekilde zarar verilmesi aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkanımız Celalettin GÜVENÇ'E de zarar verdiler.
Tüm bu endişe ve kaygımız Urfa Halkının özgür iradesi ile seçilen Belediye Başkanımız böylesine organizeli bir saldırı ile hedef mi yapılmak istendiğidir ..??
Büyükşehir Belediyesindeki Paralel yapı uzantıları ile tasfiye edilmesi gerekirken, bu yapının elemanlarına Belediyelerde tekrar görev verilmesini acaba Cumhurbaşkanımız.. R.Tayyip ERDOĞAN mı istiyor..
Hala anlamış değilim...