Deprem, yeryüzündeki doğal afetler arasında en yıkıcı ve acımasız olanlardan biridir. Depremler genellikle büyük çaplı hasara neden olur ve birçok insanın hayatını kaybetmesine yol açar. Şu anda; Deprem sırasında kaybolan insanların yakınları ise acılarının yanı sıra, kaybettikleri kişilerin cesetlerini bulamamanın acısıyla da mücadele ediyorlar. Kayıp yakınları depremin maddi ve manevi kayıplarının dışında kayıp yakınlarının sağ olup olmadığını bilmemek çok acı verici bir olay. Bu insanlar yakınlarının bulunması için; imza kampanyaları düzenliyorlar, platform kuruyorlar, dernek kuruyorlar, watsapp gruplarında bir araya gelerek çözüm üretmeye ve yetkililere seslerini duyurmaya çalışıyorlarlar. Tüm Türkiye olarak bu insanları kucaklamak,sahip çıkmak ve “ben ne yapabilirim” diye sormak zorundayız. Bu konuda tüm kurum ve kuruluşları seçim gündemimizden çıktığına göre Türkiye’nin 1. Sorunu olarak tespit edip yardımcı olmaya davet ediyorum. Son yıllarda, DNA teknolojileri ile birlikte depremde kaybedilen yakınların cesetlerine ulaşmak mümkün hale geldi. DNA teknolojileri, modern kriminalistik araştırmalarında yaygın olarak kullanılır. Bu teknolojiler, kaybolan kişinin akrabalarının DNA örneklerini alarak, kaybolan kişinin DNA örnekleri ile eşleştirilmesi ve böylece kaybolan kişinin cesedinin tespit edilmesi için kullanılır. Bu yöntem, deprem gibi afetlerde de kullanılabiliyor. Depremde kaybolan kişilerin DNA örnekleri alınarak, örneklerin bir veri tabanına kaydedilmesiyle birlikte, kaybolan kişinin yakınları DNA eşleştirme yöntemiyle kaybolan kişinin cesedine ulaşabiliyor. Bu teknoloji sayesinde, deprem gibi büyük çaplı afetlerde kaybedilen kişilerin kimlikleri tespit edilip, “kabri fetih” yapılarak yakınlarına en azından biraz olsun huzur verilmesi sağlanmış olur. Ancak bu teknolojinin kullanımı, bazı etik soruları da beraberinde getiriyor. Örneğin, DNA verilerinin gizliliği konusu oldukça önemlidir. Bu verilerin yetkisiz kişilerin eline geçmesi, kaybolan kişinin yakınlarının mahremiyetinin ihlal edilmemesi de gerekiyor. Bu sıkıntının bir an önce çözülmesi için Dünya sağlık örgütünden yardım talep edilmesi sürece pozitif katkı sağlayarak,çözümü hızlandıracaktır. Sonuç olarak, deprem gibi doğal afetlerde kaybolan kişilerin DNA teknolojileri ile tespit edilmesi, yakınlarının en azından biraz olsun huzur bulması açısından son derece önemlidir. Ancak, bu teknolojinin kullanımı konusunda sıkı bir yasal düzenleme yapılması ve etik kurallara uyulması gerekiyor.
Anasayfa
Yazarlar
Tahir COŞANDAL
Yazı Detayı
Bu yazı 1200+ kez okundu.
DEPREMZEDELER SORUYOR: KAYIP YAKINLARIMIZ NEREDE? KAYIP YAKINLARINA SAHİP ÇIKALIM…
Deprem, yeryüzündeki doğal afetler arasında en yıkıcı ve acımasız olanlardan biridir. Depremler genellikle büyük çaplı hasara neden olur ve birçok insanın hayatını kaybetmesine yol açar. Şu anda; Deprem sırasında kaybolan insanların yakınları ise acılarının yanı sıra, kaybettikleri kişilerin cesetlerini bulamamanın acısıyla da mücadele ediyorlar. Kayıp yakınları depremin maddi ve manevi kayıplarının dışında kayıp yakınlarının sağ olup olmadığını bilmemek çok acı verici bir olay. Bu insanlar yakınlarının bulunması için; imza kampanyaları düzenliyorlar, platform kuruyorlar, dernek kuruyorlar, watsapp gruplarında bir araya gelerek çözüm üretmeye ve yetkililere seslerini duyurmaya çalışıyorlarlar. Tüm Türkiye olarak bu insanları kucaklamak,sahip çıkmak ve “ben ne yapabilirim” diye sormak zorundayız. Bu konuda tüm kurum ve kuruluşları seçim gündemimizden çıktığına göre Türkiye’nin 1. Sorunu olarak tespit edip yardımcı olmaya davet ediyorum. Son yıllarda, DNA teknolojileri ile birlikte depremde kaybedilen yakınların cesetlerine ulaşmak mümkün hale geldi. DNA teknolojileri, modern kriminalistik araştırmalarında yaygın olarak kullanılır. Bu teknolojiler, kaybolan kişinin akrabalarının DNA örneklerini alarak, kaybolan kişinin DNA örnekleri ile eşleştirilmesi ve böylece kaybolan kişinin cesedinin tespit edilmesi için kullanılır. Bu yöntem, deprem gibi afetlerde de kullanılabiliyor. Depremde kaybolan kişilerin DNA örnekleri alınarak, örneklerin bir veri tabanına kaydedilmesiyle birlikte, kaybolan kişinin yakınları DNA eşleştirme yöntemiyle kaybolan kişinin cesedine ulaşabiliyor. Bu teknoloji sayesinde, deprem gibi büyük çaplı afetlerde kaybedilen kişilerin kimlikleri tespit edilip, “kabri fetih” yapılarak yakınlarına en azından biraz olsun huzur verilmesi sağlanmış olur. Ancak bu teknolojinin kullanımı, bazı etik soruları da beraberinde getiriyor. Örneğin, DNA verilerinin gizliliği konusu oldukça önemlidir. Bu verilerin yetkisiz kişilerin eline geçmesi, kaybolan kişinin yakınlarının mahremiyetinin ihlal edilmemesi de gerekiyor. Bu sıkıntının bir an önce çözülmesi için Dünya sağlık örgütünden yardım talep edilmesi sürece pozitif katkı sağlayarak,çözümü hızlandıracaktır. Sonuç olarak, deprem gibi doğal afetlerde kaybolan kişilerin DNA teknolojileri ile tespit edilmesi, yakınlarının en azından biraz olsun huzur bulması açısından son derece önemlidir. Ancak, bu teknolojinin kullanımı konusunda sıkı bir yasal düzenleme yapılması ve etik kurallara uyulması gerekiyor.
Ekleme
Tarihi: 17 Mayıs 2023 - Çarşamba
DEPREMZEDELER SORUYOR: KAYIP YAKINLARIMIZ NEREDE? KAYIP YAKINLARINA SAHİP ÇIKALIM…
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(2)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
hakan
(18.05.2023 10:39 -
#310)
Allah yardım etsin tüm kayıp yakınlarına ve sabırlar versin. İnşaallah.
hakan
(18.05.2023 10:39 -
#311)
Allah yardım etsin tüm kayıp yakınlarına ve sabırlar versin. İnşaallah.