Bu ülkeni bir insanı olarak, Suriye’den gelen misafirlere “Muhacirlere” Ensar olduk. Muhacirler dağılmış olsa da Vatanına “Evine” dönmek istemektedirler. Ülkesinin kalkınması için el birliği ile çalışmak istiyorlar.
Bu görevden sonra bizde Ülkemize sahip çıkarak var gücümüzle bir şeyler yapmalıyız. Her kez kendine düşeni yapmalıdır. Buna istinaden güzel bir bebek arabası olayını açıklayarak konumuzun önemine değinmiş oluruz.
Alman ekonomi profesörünün kızı bebek arabası almaya kalkışır.
Alacağı ürün Almanya'da 700 Euro..
İnternette bulduğu Çin malı muadili ise 250 Euro'dur.
Babasına ‘’Ne yapayım’’ soruyor.
Babası tercih senin cevabını veriyor.
Kız gidiyor Alman malı arabayı 700 Euro'ya alıyor...
Babası soruyor;
Neden pahalısını seçtin?
Kız başlıyor anlatmaya...
Eğer Çin malını alsaydım;
-O para dışarı gidecekti...
-Alman ürünü satılmayınca fabrika işçi çıkaracaktı.
-İşsiz insanlar harcama yapamayacakları için devletin vergi geliri düşecekti.
-Devletin geliri düştüğü için çocuğuma iyi bir eğitim veremeyecekti.
-Güvenliğini sağlamakta finansal sorunlar yaşayacaktı.
-Yeterli sağlık hizmeti veremeyecekti.
Ben Alman malı almakla "çocuğumun geleceğini garanti altına aldım" deyince;
Baba da gururlanarak kızını tebrik edip demek ki! Ben görevimi yapmışım diyor.
-İşte, onun için Almanya'nın yıllık 225 Milyar dolar dış ticaret fazlası var.
-İşte halkın bu bilinci sayesinde Almanya, Avrupa Birliğinin patronluğuna soyunabiliyor.
Kısadan hisse anlatımı yapıldıktan sonra en iyisini biz yapalım biz kullanalım ve ihraç edelim.
Haberi: Yakup CANBEYLİ Gazeteci, Spor Yazarı & Araştırmacı