Emin kimdir nereli, nasıl yaşar onu bilmem, Ama bende bir öykü var burun beraber okuyalım. İçimdeki ben söyledi; bende yazdım.    Daha önce düştüğü hatalara yeniden düşmek istemiyordu. Kendine yeni bir dünya kurmuştu. Her şeyiyle tam olmasa da hayata yeniden uyum sağlamıştı. Takii, uzaktan hemde çok uzaktan gelen bir ses ile irkilene kadar. Sesin geldiği tarafa baktı bu kadar tatlı dünya güzeli kadını ilk defa görüyordu. Saçları demet demet, gözleri fettan, yüzü tebessümlüydü. Emin biranda irkilmişti,  Bu irkilmenin ne anlam geldiğini kendiside aslında biliyordu.   O uzaktan gelen sesin silületi karşısında belirlenene kadar. Karşısında gördüğü yat ellerin özge malı olan güzele vurulmuştu Emin…  Yıllar sonrada bir şarkıdaki şu mısraları” Aşk onurlu olanca aşktır…” şarkısını söyleyeceğini nereden bilebilirdi. Dakikalar sonra çok zorda olsa “merhaba” demeyi başardı. Nasıl oldu kendiside anlamamıştı. Şunuda düşünmeden edemedi “ ilk gördüğün bir kadına bu kadar erken vurulmak, yıldırım sevdası bu olsa gerek” dedi.  Kendi kendine. Hiç beklenmediği bir anda vurulmuştu, uzaklardan gelen bu güzele…  Gözleri dolmuş, kalbi küt küt atıyor. Yeni bir aşka yelken açtığını anladı. Anladı, anlaması da karşısındaki duran güzele ne söyleyeceğini bir türlü bulamadı. Bütün gücünü toparladı “ Ben Emin; bana dikçe derler” Genç kadın “çok sevindim dikçe bey” dedi Kafasından bir şeyler canlandırdı!.. Daha önce düştüğü hatalara yeniden düşmek istemiyordu. Kendine yeni bir dünya kurmuştu. Her şeyiyle tam olmasa da hayata  yeniden uyum sağlamıştı. Takii uzaktan hemde çok uzaktan gelen bir ses ile irkildi, bu kadar tatlı dünya güzeli bir kızı ilk defa görüyordu. Saçları demet demet, gözleri fettan, yüzü tebessümlüydü. Dikçe biranda irkilmişti,  Bu irkilmenin ne anlam geldiğini kendiside aslında bilmedi. Taki o uzaktan gelen sesin silületi karşısında belirlene kadar. Karşısında gördüğü yat ellerin özge malı olan güzele vurulmuştu. Yıllar sonrada bir şarkıdaki şu mısraları” Aşk onurlu olanca aşktır” söyleyeceğini nereden bilebilirdi. Dakikalar sonra çok zorda olsa “merhaba” demesini başardı. Nasıl oldu kendiside anlamamıştı. Şunuda düşünmeden edemedi “ ilk gördüğü bir kadına bu kadar erken vurulmak, yıldırım sevdası bu olsa gerek” dedi.  Kendi kendine. Hiç beklenmediği bir anda vurulmuştu uzaklardan gelen bu güzele gözlerini dolmuş, kalbi küt küt atıyor. Yeni bir aşka yelken açtığını anlamıştı artık. Anladı,anlaması da karşısındaki duran bu güzel Kendinde biranda var olan bu değişikliğe oda bir anlam veremiyordu.   Genç adam devam etti “bana şimdiye kadar kaç kere sabahın erken saatlerinde güzel sözcüklerden oluşan bir mesaj çektin, hiç hatta günün hiçbir saatinde çekmedin. Duygusallığı sevmeyebilirsin ama sen seni seven insanları mutlu etmeyi de sevmiyorsun, halbuki ben senin tam tersine kendimden çok insanları mutlu etmeyi seviyorum. Seni tanıdığımdan beri her sabah aksam, gece yani seni andığım her saat tatlı sözcük mesajım vardı senin için biliyor musun? seninle ben ak ile kara gibiyiz” Belikli ilk defa çaresi bir halde düşmüştü.   Genç kız otobüse binip  uzaklaşırken Emin yerinde  dona kalmıştı, vakit gece yarısı idi . Ayın şavkı her tarafa vuruyordu. Ama elinde olmayarak titriyordu  onu titreten açan ayın şavkına rağmen esen rüzgar mıydı, yoksa kalbindeki ayrılık acısı mıydı? Saatlerce dolaştı devamlı kendini sorguluyordu hatayı bastan yaptım diyordu, ama yasadığı güzel günlerde olmuştu.  Yoksa kalbindeki ayrılık acısı mıydı? Saatlerce dolaştı devamlı kendini sorguluyordu hatayı bastan yaptım diyordu, ama yasadığı güzel günlerde olmuştu. ”Allahım” dedi “allahim güç ver bana”. im” dedi “allahim güç ver bana”. Düşündü taşındı vakit geçirmeden hemen açtı içinde duran sevdasına var gücüyle anlatmaya çalıştı. Bunun kolay olmayacağını çok iyi kendisi biliyordu. Emin köyde kerpiçli evin damında sabah güneşin yüzüne vurmasıyla uyandı Meğer rüyaymış bu güzel anları… Emin terlemişti., kederlenmişti, vurdu kendini kaplan dağına Her zaman olduğun gibi….