Bir Gazeteci & Spor yazarı değil de bir sade vatandaş olarak, tarihi çok sevememe rağmen eksikliklerim geçtiğimiz günlerde iyiden iyiye hissetim.
Daha önceki yazılarıma söylediğim gibi tarihten dem vurmaya çalışacağım. Kendi tarihini bilmeyen, kalmamalıdır. Bu şuurla yazılarımı kendime düstur edindim.
Bu nedenle yakın tarihimizin önemli bilgilerinden olan, KUT’ÜL AMMARE’nin ne olduğunu sizlerle paylaşmak istedim.
KUT'ÜL AMMARE, şuanda (Osmanlı İmparatorluğu zamanı da) Irak Sınırları dahilinde olan, Dicle Nehri kıyısında Şattülarap kanalı ile birleşen Basra Körfezi'nin 350 km kuzeyinde, Şuan ki Irak’ın Başkenti Bağdat'ın 170 km güneyinde bulunan bir kasaba iken, şunda (Kut Şehir oldu. Tarihi ise Irak'ın doğu kesiminde, Dicle Nehri kıyısında VASİT ili’nin merkezi kent oldu. 1960'a kadar tüm il bu isimle KUT olarak anılırken, bu tarihten sonra VASİT adını almıştır. Kent yakınlarındaki Kut barajının önemi halen günümüzde de önem arz etmektedir.
Gelelim Tarihindeki öneme Kut'ül Ammare Kuşatması 7 Aralık 1915 ve 29 Nisan 1916 Tarihleri arasında İngiliz (Britanya) kuvvetleri, Müttefikleri ile Osmanlı İmparatorluğu kuvvetleri arasında geçen (I. Dünya Savaşı'nın) önemli muharebelerinden biridir.
1.Kut Muharebesi olarak da bilinir.
Bu önemli savaş Dicle nehri kıyısında KUT'ÜL AMMARE şehri yakınlarında kendine yer edinmiş Britanya (İngiliz) ve Müttefiklerinin kuşatılmasıyla başlayan Savaş, şehrin Osmanlı İmparatorluğu Ordusu tarafından ele geçirilmesi ve Britanya (İngiliz) birliklerinin tamamının esir alınmasıyla sona erdi.
Toplama Ordunun çoğu Hint Müslümanlardan oluştuğu için savaş sırasında Britanya’nın (İngilizlerin) takviye ve yiyecek göndermedikleri bilinmekteydi.
Britanya’nın (İngiliz) ve Müttefiklerinin 6.Poona Tümeni (Hint Tümeni) Bağdat'a ilerlemeye çalışırken, Selman-ı Pak (Savaşını) Muharebesi'ni kazanamayarak geri çekilerek Kut İl’ine sığındı.
Britanyalılar (İngilizler) Kut kuşatmasını kaldırmak için çok büyük çabalar sarf etmesine rağmen Miralay (Albay) 'Sakallı' Nurettin Bey çabaları sonuç verdi. Orduyu güçlendirmek için Miralay Nurettin beyin yerine Enver Paşa'dan bir yaş küçük amcası olan Mirliva Halil Paşa getirildi.
Vadi Muharebesi ve Felahiye Muharebesi Savaşlarından sonra Mirliva Halil Paşa (Kut) lakabı takıldı.
29 Nisan 1916 Britanya ve Müttefik birlikleri Kut'ta yaşanan açlıktan dolayı 13 General, 481 Subay ve 13.300 Er ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu Ordu Kuvvetleri'ne teslim oldu. Mirliva Halil Kut Paşa, Kutü'l-Ammare zaferinden sonra Ordu'ya yayınladığı mesajda şöyledir.
Arslanlar!
Bütün Osmanlılara Şeref ve Şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen Britanya (İngiliz) ve Müttefik kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Osmanlı İmparatorluğunun sebatının Britanya (İngiliz) inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada (Kut’ül Ammare’de) görüyoruz.
Sonuç olarak, Britanya (İngiliz) tarihçisi James Morris, Kut'un kaybını "Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi" olarak tanımlamıştır. Bu yenilgi Britanya (İngiliz) basınında ve kamuoyunda çok büyük bir infial uyandırdı.
Britanya (İngiliz) ve Müttefik kuvvetleri karşısında bu sonucu almasında büyük çaba sarf eden, Irak ordu Komutanımız Halil Paşa Kut'ül Ammare zaferine istinaden Kut soyadını almıştır.
Kut Şehitliği 1920 yılında Bağdat’a Kutü’l-Ammare’de inşa edilen şehitlik, etrafı duvarlarla çevrili büyük bir anıt şeklindedir.
Bu Şehitlikte 7 Subay, 43 Er ve toplam 50 Şehitlerimizin mezarı (Kabirleri) bulunmaktadır.