Şanlıurfa ilinde gelişmeler ne aşamada sormayın gelin birlikte araştıralım. Atamalı bir siyasetçi geldi. Şehir şehirlikten çıktı. Ne arasan bulacağın bir duruma geldi. Yapının emrinde olan illerin başında geldi. Yapıya en yakın işlerin burada baş göstermeye başladı. İlimdeki çarpık gelişme başladı. Kalkınmada öncelikli il olmakla sanayileşmede hiçbir hamle göstermedi. Tarım şehri olmasına rağmen halen tarım alanında geçmişten günümüze bir tarım ve ziraat alanında değişim göstermedi. Devletin birçok kamu kurumlarında kendi çevreleri haricinde bir aktif çalışma gösterilmedi. Bu atamalıdan sonra birde yine aynı zihniyetin ürünü hizmet veren bir atamalı siyasetçi yeniden geldi. O neler yaptı derseniz? Giden atamalının eksik bırakıp ilimizin kaderini tamamen bitilmeyen eksikleri bitirip şehirlikten çıkarıp tam bir varoş haneye çevirip gitti. Şimdi biz kaldık biz bizlere gelin bakalım Şanlıurfa ilinin halkı buyur, viran olmuş, tahrip olmuş, çarpık bir şehir ile sizleri baş başa bırakalım işin içinden çıkın bakalım çıka biliyor musunuz? İlimizin büyük şehir olmasını bilen bu siyasetçilerin ilimizi bilinçli olarak geri bırakılıp ve halen siyasetçilerin bilgiden yoksun bir o kadar da ilime, ülkeme, vatanıma ihanet eden yapılarla adeta bağdaş olanlarla siyasetin olacağı ancak bu kadar olur denilecek kadardır. İlimdeki geçmişteki şahsiyetlerin ilimize verdiği tahribatları düzeltmeye kalkmak değil düzelmez durumlar ile ilimiz çok uzun bir zaman ile bu hatalar ile yaşamaya mecbur kılınacak hatta artık düzelmesi zor durumlarla yaşamaya mecbur kılınmıştır. Böylesi çarpık gelişimini ön gören ve böylesi çarpıklaşmadan yapılmayan projeler ile yüz yüze kaldık. Şimdi işte bu atamalı siyasetçilerin ilimizin başta kurumlarının hiç birinin alt yapısı yerleşkesini yapamadılar. Hatta yapmak istemediler. İlimde olan kurumların içlerini kendi yandaş ve kendi yapılarının ekipleri ile doldurdular. Bazı yapılan projelerin tümü yanlış hatalı yerlere inşa ettirdiler. Bu yapılan yapıların jeolojik bakımdan, imar bakımından, mimari bakımdan tüm bu saydığım bakımdan hatalı kusurlu ve uygun olmayan yerlere inşa edilmiştir. Resmi kurumların ilimizin büyük şehir olmasını bildikleri halde hiçbir kurum binası büyük şehir statüsüne uygun olarak inşa edilmedi. Bazılarına hiç böylesi bir yer bile inşa edilme. İşte sizlere bazı örnekler. Adalet sarayımız şimdiden yetersiz kaldığından ek bina taşınmış arayıp bulun bakalım. İşte sizlere ilim en güzel havadar yerleri dururken birinci derece tarım arazisine inşa edilen hastane ve ticaret merkezlerine bakınız. İşte size büyük şehir olduk. Başta valilik bünyesinde bulunan merkez ilçe kaymakamlık binaları hani nerede göstere bilecekler var mı? İlimizin belediyeleri de aynı durumda bu belediyelerimizin kendi idari binaları bile yok iken ilim büyük şehir olmuş. Olmuşsun de ne olmuş. Değişen ne sadece yandaş ve ilimde atık olan dost ahbap atık yerlerine yüksek meblağlarda kira verilip böylesi yerleri kamu ve kurumlara kira karşılığı ile kiralanmıştır. İlimdeki böylesi çarpık gelişimden böylesi vurgundan başka bana ne verdiler bu atamalı ve baştaki siyasetçiler. Bunları çıkıp bir açıklama yapacak bir siyasetçi var mıdır ben göremiyorum. İlimdeki böylesi daha saymaya kalkarsam her tarafı enkaz olan durumlardan ibaret iken ilimde yıllardır yarım yamalak ağır aksak devam eden plan projeleri saymaya kalkarsam ne zaman nede sayfalar yeter siz değerli okurlarımın da ne zamanı yeter onun için biz böylesi siyasetçilere maruz bırakan siyasi partilerin varlıklarıyla. İlimizdeki siyaset arenasının böylesi şahsiyetler ile yönetildikçe bizler böyle yaşamaya zorunlu olarak müstahak kalacağımızın esiri olarak yaşayacağız. Bir atasözü ile noktalamak istiyorum. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Ben doğruları söylüyorum ilimizde siyasetçiler başta olmak üzere tüm kurum amirleri beni sevmiyormuş çokta umurumda sizler beni sevseniz ne sevmeseniz ne ben sizlere acıyorum ki makam mevkiler geçici sonuçlara bakın kimler geldi neler istedi hepsi gittiler.