Doğada ve toplumda her şey çelişkiler tezatlar içerir. Gerçek dediğimiz kavram tek yönlü mutlak değil görecelidir. Herkesin kişisel olarak kendilerine göre bazı doğruları vardır. Ama kabul etmek gerekir ki kişisel olmayan, binlerce yıllık insanlık tarihinden gelen genel Evrensel ahlaki toplumsal doğrular vardır. Zaten her şey bilimsel diyalektik olarak iki yönlüdür. Zıtların çelişkileri olduğu gibi, zıtların birliği vardır. İki örnek verecek olursak, gece ve gündüz, soğuk ve sıcak. Bu nedenle toplumsal ilişkilerde benim dediklerim kesin doğrudur diye bir şey olmaz. Bu konuyu neden gündeme getirdiğimi anlatayım! Sosyal medyada bir grupta tartışma demeyelim bir haberden yola çıkarak görüşlerimizi belirtik. İsrafın, lüks yaşamın, rüşvetin haramın dinimize aykırı olduğunu, bundan sorumlu olanların ülkeyi yönetenlerin olduğunu belirtmiştim. Hacı Hüseyin Öncel adında grupta bir arkadaş, itiraf edeyim benim şimdiye kadar İslam ekonomik şartlarını böylesine düşünmediğim bir şekilde aydınlatıcı bir bilgi gönderdi. Bundan dolayı bir kez daha analitik, farklı düşünmenin doğruluğuna inandım. Tahminim sizlerinde ilginizi çekecek biraz uzun yazıyı paylaşım. Hacı Hüseyin Öncel: Necdet abi, hırsızın hiç mi suçu yok ... yöneticileri yönetici yapan halk değil mi ? balık baştan kokar ifadesi acizane benim penceremden şöyle görünüyor ; baş halktır halk dediğimiz 100 de 99.9 Müslüman olan bir halk dini değerlerini bu kadar hafife alan bir halk daha gelmemiştir. Yüce kitabımız diyor ki ''önceki kavimlerin başına gelen sizin başınıza gelmeden kıyamet kopacağını mı sanıyorsunuz'' Allah muhafaza taş yağsa müstehak olan bir toplum olmuşuz. İşte inancını değerlerini hiçe sayan kaile almayan bir ümmetin başına şimdi Hazreti Ömer (r.a.) de getirsen herhalde emiril müminin bu ümmet nasıl bu hale geldi diye üzüntüsünden ölürdü. Söz meclisten dışarı genel anlamda önce iğneyi kendimize batıralım sonra çuvaldızı başkasına batıralım. Bu ümmet dinini yaşamadıktan sonra başındaki yönetici ne olursa olsun felaha eremeyiz. Her zaman söylenen bir örnek vardır. Her dükkan sahibi yada ev sahibi dükkanının önünü yada evinin önünü temizlese, keza herkes inancını gereği gibi yaşadığında inancının emirlerini yerine getirse ortada ne israf kalır ne savurganlık kalır. Verilen bu örnek her konu için geçerlidir. Her Müslüman evladını yetiştirirken ahlaklı edepli yetiştirirse zaten gelecek nesil kendiliğinden düzelecektir. Dinimiz yalnız ibadet dini değil muamelat yani uygulama dinidir. Efendimiz (as) buyurmuştur “ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” demiştir. Ahlak olmayan bir Müslüman sabaha kadar başını secdeden kaldırmasın, sabah başını secdeden kaldırdığında ahlaksızlık yapıp komşusuna arkadaşına ihanet edip ticaretine hile katıyorsa yaptığı secdenin hiçbir anlamı yoktur. Türkiye cumhuriyetinde Müslüman’ım diyen çiftçiler öşrünü tam verse ülkemizde de fakir kalmayacaktır. Size bir örnek vereyim araştırdım Türkiye’nin Buğday rekoltesi yıllık 20 milyon ton bu buğdayın 2 milyon tonu öşür olarak verilmiş olsa, 25 tondan 80 bin tır kamyonu buğday dağıtılmış olacak. Her bir tır kamyonu 18 metre bu da 4450 kilometre ediyor yani siz 80 bin tır kamyonunu arka arkaya dizerseniz 4000 km yol yapıyor ve her tır kamyonu durduğu yerde bir fakire buğday dağıtırsa fakir kalmayacak. Bir başka hesapla 167 bin aileye bir yıllık asgari ücret vermiş gibi oluyorsunuz. Bu misal sadece buğday için verilmedi. Sırada diğer tarım ürünleri arpa, mısır, mercimek, hububatın tamamı, ayrıca her türlü meyve, sebze, için geçerlidir. Topraktan çıkan her ürünün 10 da biri Allahın hakkı deyip verilmiş olsa varın siz hesaplayın fakir mi kalır bu memlekette. Daha malın, servetin zekatı vardır. Yani sözün özü ümmet inancının gereğini yerine getirmiyor. Getirse ekonomik, siyasi, içtimai alanda, İslam Milletleri dünyanın en refah ülkeleri olurlar. Ama isim Müslüman amel sıfır. Derdimiz malesef büyük. Ama biz üstümüze düşeni yapıp İslam dinin kurallarına uyup, sözde değil, özde Müslüman olursak sorunlar önemli ölçüde giderilir. sonuçta takdir Allahın’dır. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür eder hayırlı günler dilerim.