NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

EN İYİ MÜFREDAT İNSANLIK DERSİ OKUTMAKTIR

Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda okunması için, yeni bir ders programı hazırlamıştır. Buna, Arap'ca bir deyim olan müfredat deniliyor. Burada, Ak Parti iktidarının Arap'ca sevgisini tartışacak değilim. Kendileri öztürkçe yerine İslami ümmet düşüncesini çağrıştıran, Arap, Fars, Türkçe karışımı karma bir dil kullanmayı ve oluşturmayı yeğliyorlar. Zaten bunun alt yapısı 4-6 yaşında, daha kendi anadilini konuşmayı bilmeyen çocuklara, bir anlamda Arapça öğreten kurslar açmış olmaları örneği verilebilir. Nasıl bir yaman sevgi! bu baylar, bu sevgiyi Kur'an'dan aldıklarını söylerler. Bu'da kendi yorumlarıdır. Gerçekte böyle olduğu tartışmalı, netameli bir konudur. Hanefi mezhebi imamı, Ebu Hanife her millet ibadetini dahi kendi anadiliyle yapabilir diyor. Şimdi biz gelelim, asıl konumuza, nasıl bir mili eğitim müfredatı olacaktır meselesine... 22 yıllık bu iktidar döneminde tam on sekiz kez Milli Eğitim ders müfredatı, yani programı değişmiştir. Evet yanlş duymadınız. Rakamla bir kez daha belirtelim, müfredat  tam 18 kez, bu koca ülkenin çocukları üzerinde, adeta bir deneme, yaz boz tahtası haline  getirilerek değiştirilmiştir. Çocuklar, gençler neye uğradıklarını, neye inanacaklarını şaşırmışlardır. Ekonomide yaptıkları ben bilirim, yanlışlığını, eğitim gibi çok önemli bir alanda aynı hataya devam ediyorlar. Hem de bir defa değil on sekiz defa benzer  değişik tekrarlar yapmışlardır, yazık.  Amaçları, kendilerine göre, İslami, yani dini bir metotla, son çözümde, bu sistemle, çocuklar, gençler, sorgulamadan, eleştiri, özeleştiri yapmadan, itiat eden, biat eden bir toplum, millet oluşturmak amacı güdülüyor veya ortaya çıkan sonuç bu oluyor. Beyler buradan sade bir vatandaş olarak, yerel bir yazar olarak, hemde İslami gelenekten gelen bir kişi olarak, sizlere belirtmek isterim, takip etmek istediğiniz ilke ve dini yöntem yanlıştır. Neden yanlış olduğunu açıklamak isterim. Elbette çocuklara, gençlere, büyüklere dini bilgiler, ahlaki bilgiler verilmelidir. Şahsım, dinin insan yaşamında, bir realite, bir gerçeklik olduğunu kabul eden, savunan bir kişiyim. Ama bununla birlikte, genel, evrensel, felsefi, diğer, başka dinlerin bilgileri de verilmeli, öğretilmelidir. En önemlisi, yarının büyükleri, bu ülkeyi yönetecek çocuklara, kişlik kazandirma, özgüven, sevgi saygı, kendini bilme, başkalarını bilme, araştıran, soran, sorgulayan, körü körüne inanmayan, ilkelli, deyim yerindeyse omurgalı, hoşgörülü bir kuşak yetişirse, ancak kişi ve millet olarak insanlık aleminde ön sıralarda, saygın bir ulus oluruz.  Bunun için okullarda müfredat adı altında, gerekli olmayan dini bilgiler adı altında, fazla ayrıntıların verilmesi yarar degil, zarar verir. Ayrıca, Arap kültürünü bize empoze ettirmek isteyen bir eğitim modeli amaçlaniyorsa, doğru değildir.  Zira her ulus kendi diliyle vardır ve saygındir. Bir çok  Kur'an ayetlerinde Araplar anlasın diye Kur'an Arapca inmistir denilir. Ayetlerden çıkan tefsir veya yorum müslüman olan diğer milletlerin bu dilli öğrenme zorunluğu yoktur, anlamına geldiği  açıktır. Gerçekçi olmak gerekir. Okullarda en iyi müfredat, en iyi eğitim programı, doğu ve batı kültürünün olumlu yönlerini alarak, sentezini yaparak, kendi anadilinde insani, ahlaki evrensel bilgiler, geçiştirmeden gerekli bir şekilde öğretilmelidir. Ancak böyle yapılırsa muasır medeniyet, yani çağdaş uygarlık düzeyine, ulaşır, ön sıralara gelinir. Yanlış dinsel yorumla,  bağnazlıkla, ideolojik saplantılarla bir yere varılamaz. Doğru olan, kendini aldatmadan, at gözlüğü takmadan,  objektif olmak, somut şartların somut tahlilini yapmaktır.
Ekleme Tarihi: 13 Mayıs 2024 - Pazartesi

EN İYİ MÜFREDAT İNSANLIK DERSİ OKUTMAKTIR

Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda okunması için, yeni bir ders programı hazırlamıştır. Buna, Arap'ca bir deyim olan müfredat deniliyor. Burada, Ak Parti iktidarının Arap'ca sevgisini tartışacak değilim. Kendileri öztürkçe yerine İslami ümmet düşüncesini çağrıştıran, Arap, Fars, Türkçe karışımı karma bir dil kullanmayı ve oluşturmayı yeğliyorlar.
Zaten bunun alt yapısı 4-6 yaşında, daha kendi anadilini konuşmayı bilmeyen çocuklara, bir anlamda Arapça öğreten kurslar açmış olmaları örneği verilebilir.
Nasıl bir yaman sevgi! bu baylar, bu sevgiyi Kur'an'dan aldıklarını söylerler. Bu'da kendi yorumlarıdır. Gerçekte böyle olduğu tartışmalı, netameli bir konudur. Hanefi mezhebi imamı, Ebu Hanife her millet ibadetini dahi kendi anadiliyle yapabilir diyor. Şimdi biz gelelim, asıl konumuza, nasıl bir mili eğitim müfredatı olacaktır meselesine...
22 yıllık bu iktidar döneminde tam on sekiz kez Milli Eğitim ders müfredatı, yani programı değişmiştir. Evet yanlş duymadınız. Rakamla bir kez daha belirtelim, müfredat  tam 18 kez, bu koca ülkenin çocukları üzerinde, adeta bir deneme, yaz boz tahtası haline  getirilerek değiştirilmiştir. Çocuklar, gençler neye uğradıklarını, neye inanacaklarını şaşırmışlardır.
Ekonomide yaptıkları ben bilirim, yanlışlığını, eğitim gibi çok önemli bir alanda aynı hataya devam ediyorlar. Hem de bir defa değil on sekiz defa benzer  değişik tekrarlar yapmışlardır, yazık. 
Amaçları, kendilerine göre, İslami, yani dini bir metotla, son çözümde, bu sistemle, çocuklar, gençler, sorgulamadan, eleştiri, özeleştiri yapmadan, itiat eden, biat eden bir toplum, millet oluşturmak amacı güdülüyor veya ortaya çıkan sonuç bu oluyor. Beyler buradan sade bir vatandaş olarak, yerel bir yazar olarak, hemde İslami gelenekten gelen bir kişi olarak, sizlere belirtmek isterim, takip etmek istediğiniz ilke ve dini yöntem yanlıştır.
Neden yanlış olduğunu açıklamak isterim. Elbette çocuklara, gençlere, büyüklere dini bilgiler, ahlaki bilgiler verilmelidir. Şahsım, dinin insan yaşamında, bir realite, bir gerçeklik olduğunu kabul eden, savunan bir kişiyim. Ama bununla birlikte, genel, evrensel, felsefi, diğer, başka dinlerin bilgileri de verilmeli, öğretilmelidir. En önemlisi, yarının büyükleri, bu ülkeyi yönetecek çocuklara, kişlik kazandirma, özgüven, sevgi saygı, kendini bilme, başkalarını bilme, araştıran, soran, sorgulayan, körü körüne inanmayan, ilkelli, deyim yerindeyse omurgalı, hoşgörülü bir kuşak yetişirse, ancak kişi ve millet olarak insanlık aleminde ön sıralarda, saygın bir ulus oluruz. 
Bunun için okullarda müfredat adı altında, gerekli olmayan dini bilgiler adı altında, fazla ayrıntıların verilmesi yarar degil, zarar verir. Ayrıca, Arap kültürünü bize empoze ettirmek isteyen bir eğitim modeli amaçlaniyorsa, doğru değildir. 
Zira her ulus kendi diliyle vardır ve saygındir. Bir çok  Kur'an ayetlerinde Araplar anlasın diye Kur'an Arapca inmistir denilir. Ayetlerden çıkan tefsir veya yorum müslüman olan diğer milletlerin bu dilli öğrenme zorunluğu yoktur, anlamına geldiği  açıktır. Gerçekçi olmak gerekir. Okullarda en iyi müfredat, en iyi eğitim programı, doğu ve batı kültürünün olumlu yönlerini alarak, sentezini yaparak, kendi anadilinde insani, ahlaki evrensel bilgiler, geçiştirmeden gerekli bir şekilde öğretilmelidir. Ancak böyle yapılırsa muasır medeniyet, yani çağdaş uygarlık düzeyine, ulaşır, ön sıralara gelinir. Yanlış dinsel yorumla,  bağnazlıkla, ideolojik saplantılarla bir yere varılamaz. Doğru olan, kendini aldatmadan, at gözlüğü takmadan,  objektif olmak, somut şartların somut tahlilini yapmaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.